Ankara’ya yakın bir yerde, orman içinde yürümek istediğimiz zaman, ilk tercihimiz Soğuksu Milli Parkı oluyor. Soğuksu’yu iki farklı yer olarak düşünmek gerekiyor. Hem mangal yakarak piknik yapan insanların kullandığı bir mekan, hem de arabaların giremediği yürüyüş parkurlarında, doğa ile başbaşa kalınabilen bir ortam.
Kızılcahamam içinden geçip milli parka girdikten sonra yol üzerinde piknik yapılan yerlerde durmadan en yukarıdaki Atatürk Parkının olduğu yere geliyoruz. Yokuş yukarı olan bu yol yüremek için çok uygun değil. Mangal dumanları ve kokular rahatsız edici olabiliyor. Yol aynı zamanda 2 otelin önünden geçiyor. Yukarıda arabayı parkedip, araçların alınmadığı çevre yolu yürüyüş parkurunda yürümeye başlıyoruz. Aslında çevre yolu bir araba yolu ama sadece orman görevlilerinin araçları girebildiği için çok sakin oluyor. Yolun başında, piknik yapan insanlardan yürümek isteyenler oluyor ama ilerledikçe kimse kalmıyor. Bu parkur oldukça uzun, tamamını yürüyünce parkın giriş noktasına yakın bir yerde bitiyor. Fakat arabanın yukarıda kalması büyük bir problem. O yorgunlukla arabanın yanına gitmek için tekrar yokuş yukarı yürümek mümkün değil.
Çevre yolunda 4 tane manzara seyir terası var. 3 tanesi Kızılcahamam yönüne bakıyor. Atatürk Parkından başlayıp biraz yokuş yukarı yürüyünce birinci terasa varılıyor.

İlk gördüğümüzde çok ilgimizi çekmişti ama sonraki yürüyüşlerde hiç terasa çıkmadan yanından yürüyüp geçmeye başladık. Çünkü teras manzarasını zaten yürüyüş yolundan görebiliyorsunuz. Ben en çok ikinci sıradaki terası seviyorum.

Bu terasa oturacak yer yapmışlar. Bazen termos ile çay getirip güzel manzarayı izleyerek çay içiyoruz.

Üçüncü ve dördüncü teraslara daha az gidiyoruz. Yukarıdan yürümeye başlayınca bu teraslar uzak kalıyor. Aşağıdan yürümeye başlayınca yokuş daha dik olduğu için o yönden yürümeyi tercih etmiyoruz.
Birinci ve ikinci terasın arasında göllü mevkii dedikleri bir yer var. İlk gördüğümüzde hiç su yoktu, şaşırmıştık. Yağışların bol olduğu Nisan, Mayıs, Haziran gibi aylarda su birikintisi olabiliyor.

Yürüyüş yaparken iki kere karanlığa kaldık. Yolu bilmemize rağmen özellikle ilkinde korkarak yürüdük. Gündüz çok güzel olan ortam karanlıkta ürpertici oluyor. Artık mümkün oldukça güneş batmadan yürüyüşü sonlandırmak istiyoruz.
Özellikle sıcak havalarda yürürken yanımıza su alıyoruz. Sadece üçüncü terasın yanında bir çeşme var. Onun haricinde su temin etmek için uygun yer yok.
Soğuksu Milli Parkı, ayı, kurt, yaban domuzu gibi bir çok hayvanın yaşam ortamı. Hayvanlar, siz onları göremeden çoğu zaman uzaklaşıyorlar. Ayak izlerini görebiliyorsunuz. Bir kere yol üzerinde ayı izleri olduğunu düşündüğümüz izler görünce biraz tedirgin olmuştuk.
Çevre yolunun rakımı da yüksek olduğu için havası çok temiz. Maalesef, son yıllarda yangınlar nedeni ile yaz aylarında ormanlara giriş yasaklanıyor. Yasak zamanı çevre yolu yürüyüş parkuruna girmeye de izin vermiyorlar. Genellikle Temmuz, Ağustos, Eylül ayları yasak olmaya başladı. Tek tesellimiz yeşilin en güzel zamanı olan Mayıs ve Haziran aylarında gidebilmemiz.