enguzelkissa

En Güzel Kıssa

by

Bu kitap daha önce hiç dikkat etmediğim noktalar üzerinde durduğu için ilgimi çekti. Kitabın konusu olan kıssa, Kur’an-ı Kerim’in Yusuf süresinde anlatılan kıssadır. İlk okuyuşta Hz. Yusuf’un hayatı olarak okumuştum. Bu kitapla birlikte Hz. Yusuf’un babası olan Hz.Yakub’un hayatı da dikkatimi çekmeye başladı.

Hz. Yusuf’un kardeşleri onu kuyuya atıp tekrar babalarının yanına gelirler. Hz. Yakub, kullandığı ifadelerde direk olarak onları suçlamıyor. Nefislerine uyarak bir hata yaptıklarını söylüyor. Hz. Yusuf’u onlarla gönderirken de ben dili kullanıyordu. Endişelendiğini belirtiyordu. Bir kişiye direk olarak sen kötüsün demek yerine, hatalı olduğunu sadece suçu ön plana çıkararak belirtmek, onun hatasını anlaması ve telafi etmesi için açık kapı bırakıyor. Hz. Yakub, yıllarca bu çocukları ile beraber yaşıyor. Sabrediyor ama bir yandan da Hz. Yusuf’u anmayı sürdürüyor. Bu durum suç işleyen diğer çocukların muhtemelen vicdanen rahatsız olmalarına ve acı çekmelerine yol açıyor. Hz Yakub’un çoçuklarına yaklaşımı onların çok büyük bir suç işledikten sonra bile babalarının yanına gelmelerini sağlattırıyor. Hz. Yakub sayesinde çocuklar surenin sonunda anlatıldığı gibi pişman oluyorlar. Hatta Hz. Yakub’tan Allah’ın kendilerini affetmesi için Allah’a dua etmesini istiyorlar.

Hz. Yakub, Hz. Yusuf’un kardeşi Bünyamin’i de çok seviyor. Kıssa’nın ilerleyen kısımlarında Bünyamin Mısır’da alıkonulunca Hz. Yakub ondan da ayrılmış oluyor. O bu duruma sadece sabrediyor. Bir anlamda en çok sevdiği çocukları ile imtihan edilmiş. Hz. İbrahim’in Hz İsmail ile imtihan edilmesi gibi. Hiç bir sevginin Allah sevgisinin önüne geçmemesi gerekiyor.

Her ne kadar olacaklar tam olarak bizim kontrolümüzde olmasa da olacaklar ile ilgili tedbir almanın örneklerini Hz. Yakub’ta görüyoruz. Kendisine rüyasını anlatan Hz. Yusuf’tan rüyayı kardeşlerine anlatmamasını istiyor. Ayrıca Mısır’a erzak için giden oğullarına hep beraber değil, farklı kapılardan Mısır’a girmelerini öğütlüyor. Sonrası için ise Allah’a tam bir teslimiyet var.

Kıssada Hz. Yusuf, önce kardeşlerinden kötülük görüyor. Sonra onu kuyuda bulanlar köle olarak satıyorlar. Gittiği yerdeki evin hanımı ona sahip olmaya çalışıyor. Hz. Yusuf kabul etmediği için zindana atılıyor. Bir anlamda sürekli kötülerle karşılaşıyor ama o iyi kalmayı başarıyor ve kendisi başkalarına iyilik yapıyor. Örneğin kıssanın sonunda kardeşlerine herhangi bir ceza vermeye kalkmıyor ve onları affediyor. Oysa kötü muamele görenler ellerine güç geçince aynı kötülüğü yapabiliyor. Şüphesiz Hz. Yusuf hem sabretmesini hem de şükretmesini bilen üstün bir ahlaka sahip.

Hz. Yusuf zindan arkadaşının rüyasını yorumlarken ona asılarak öldürüleceğini direk olarak söylüyor. Bunu düşününce aklıma ölümcül hastalığa yakalananlar geliyor. Gerçekler o kişiye söylenmeli mi acaba? Ben söylenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Hz. Yusuf’un kadınlardan kurtulmak için zindana gitmek istemesi önemli. Sürekli kendini frenlemesi ciddi bir irade gerektiriyor. Bu yüzden irademizi zorlayacak ortamlardan bir şekilde uzaklaşmak en doğru tercih gibi duruyor.